Hz. Muhammed(s.a.v.) Efendimiz şöyle buyuruyor:
"Zekât vererek mallarınızın etrafına sur çekiniz. Sadaka vererek hastalıklarınızı tedavi ediniz. Başınıza gelebilecek çeşitli belâları duâ ile önleyiniz."
"Kim Müslüman kardeşinin bir dünya sıkıntısını giderirse, Allah(cc) da onun Âhiret sıkıntıların
dan birini giderir. Kim darda olan birine kolaylık gösterirse Allah(cc) da ona hem dünyada ve hem de Âhiret'te kolaylık gösterir. Kul Müslüman kardeşine yardım ettiği nisbette Allah(cc) da
ona yardım eder."
Şu beş şeyi esirgeyen kimseyi Allah(cc)'da şu beş şeyden mahrum kılar:
1) Zekât vermekten kaçınan kimsenin Allah(cc)'da malını korumasız bırakır.
2) Sadaka vermeyen kimseyi Allah(cc)'da sağlıktan mahrum bırakır.
3) Öşür vermeyen kimsenin Allah(cc) tarlasını bereketsiz bırakır.
4) Duâ etmeyen kimseyi Allah(cc) da icâbetten mahrum bıralır.
5) Namazı savsaklayan kimse ölürken "Lâ ilâhe İllallah"'dan mahrum bırakılır.
"Kim Müslüman kardeşinin bir dünya sıkıntısını giderirse, Allah(cc) da onun Âhiret sıkıntıların
dan birini giderir. Kim darda olan birine kolaylık gösterirse Allah(cc) da ona hem dünyada ve hem de Âhiret'te kolaylık gösterir. Kul Müslüman kardeşine yardım ettiği nisbette Allah(cc) da
ona yardım eder."
Şu beş şeyi esirgeyen kimseyi Allah(cc)'da şu beş şeyden mahrum kılar:
1) Zekât vermekten kaçınan kimsenin Allah(cc)'da malını korumasız bırakır.
2) Sadaka vermeyen kimseyi Allah(cc)'da sağlıktan mahrum bırakır.
3) Öşür vermeyen kimsenin Allah(cc) tarlasını bereketsiz bırakır.
4) Duâ etmeyen kimseyi Allah(cc) da icâbetten mahrum bıralır.
5) Namazı savsaklayan kimse ölürken "Lâ ilâhe İllallah"'dan mahrum bırakılır.
ZEKÂT VE SADAKA KİMLERE VERİLİR?
Zekât: İslam' ın beş şartından biri olan zekât; mali bir ibadettir, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır. Zekât, malın belirli bir bölümünü müslüman olan fakire vermek demektir. Zekâtı verme zamanı gelince geciktirilmeden yerine getirilmesi gerekir.Özürsüz olarak zekatını geciktiren günahkar olur.
Zekât ve sadaka vermek, Kur'ân-ı kerimin otuziki yerinde , namâz ile birlik
te emr edilmektedir. Ey mağrûr zengin! Dünyanın çabuk geçip, gidici malı,
parası, seni aldatmasın! Bunlar, senden önce, başkalarının idi. Senden son
ra dai başkasının olacak. Cehennemin şiddetli azâbını düşün! Zekâtını ayırıp
vermediğin o mal ve paralar, uşrunu vermediğin o buğday, hakîkâtte zehir
dir. Malın hakîki sahibi, Allahü(cc) Teâlâdır. Zenginler, onun vekilleri, me'
mûrları , fakirler de, ailesi, akrabası demekdir. Vekillerin Allahü(cc) Teâlâ
nın borcunu fakîrlere vermesi lazımdır. Zerre kadar iyilik eden iyiliğinin kar
şılığını bulacaktır.
Zekât ve sadaka vermek, Kur'ân-ı kerimin otuziki yerinde , namâz ile birlik
te emr edilmektedir. Ey mağrûr zengin! Dünyanın çabuk geçip, gidici malı,
parası, seni aldatmasın! Bunlar, senden önce, başkalarının idi. Senden son
ra dai başkasının olacak. Cehennemin şiddetli azâbını düşün! Zekâtını ayırıp
vermediğin o mal ve paralar, uşrunu vermediğin o buğday, hakîkâtte zehir
dir. Malın hakîki sahibi, Allahü(cc) Teâlâdır. Zenginler, onun vekilleri, me'
mûrları , fakirler de, ailesi, akrabası demekdir. Vekillerin Allahü(cc) Teâlâ
nın borcunu fakîrlere vermesi lazımdır. Zerre kadar iyilik eden iyiliğinin kar
şılığını bulacaktır.
Zekât, yalnız aşağıda yazılı, yedi sınıfda bulunan insanlara verilir;
1) Fakîr: Nafakasından fazla, fakat nisâb miktarından az malı olana fakîr denir. Ma'âşı kaç lira olursa olsun, evini idârede güçlük çeken her fakîr me
mur, îmânı var ise, zekât alabilir ve kurban kesmesi, fıtra vermesi lazım ol
maz.
2) Miskîn: Bir günlük nafakasından fazla bir şeyi olmayan müslimâna, mis
kîn denir.
3) Âmil: Yani Sâime hayvanların ve toprak mahsullerinin zekâtlarını topla
yan (Sâi) ile, şehir dışında durup rastladığı tüccardan ticaret malı zekâtını
toplayan (Âşir), zengin dahi olsalar, işleri karşılığı zekât verilir.
4) Mükâteb: Yani efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince, âzâd
olacak köle.
5) Cihâd ve hac yolunda olup, muhtâc kalanlar. Din bilgilerini öğrenmekde ve öğretmekde olanlar da çalışıp kazanmaya vakitleri olmadığı için zekât alabilirler. Bir hadîs-i şerîfte "İlm öğrenmek ve öğretmekte olanın kırk yıllık
nafakası olsa da, bunlara zekât vermek câizdir." buyuruldu.
6)Medyûn: Borcu olan ve ödeyemeyen insanlar.
7) Bulunduğu yerde kimi, kimsesi, malı kalmamış muhtâc olanlar.
Zekât Kimlere Verilmez
Zekât verilmeyen kimseler şunlardır:
1. Anne, baba, büyükanne, büyükbabalar.
2. Çocuklar ve torunlar.
Erkek ve kız çocuklarına ve her ikisinden olan torunlara zekât verilmez.
3. karı-koca birbirlerine.
Yani; koca, karısına, karı da kocasına zekât veremez.
4. Zenginler, (Nisap miktarı malı ve parası olan zenginlere zekât verilmez.) Zengin bir kimsenin ergenlik çağına gelmeyen küçük çocuğuna zekât verilmez. Fakat zengin bir adamın fakir olan büyük çocuğuna ve fakir olan babasına başkasının zekât vermesi caizdir.
Elbette bu konu önemlidir ve bilinmesi gerekir. Ancak belki de bundan önce bilinmesi gereken şey, sadakanın kime verilip kime verilmeyeceğinden ziyade, sadaka verirken insanın içindeki niyet ve samimiyettir. Gösteriş uğruna, binbir şatafat ve tantana ile yapılan büyük bir yardım kişiye fayda sağlamayacağı gibi, bazen bir insanın diğerine içten gülümsemesi, ona hadsiz sevap kazandırabilir. Burada ölçü, ihlas, samimiyet ve niyettir, Allah rızası için vermektir. Bazen niyet, verilen bir kömür parçasını değeri ölçülemeyecek elmas hükmünde kılabilir.
Hz. Muhammed(s.a.v.) Efendimiz şöyle buyuruyor:
"Allah(cc) sadaka veren kullarına o gün ve o gece zehirli bir hayvan tara
fından sokularak veya yıkıntı altında kalarak veya ansızın geliveren bir ölümle ölmekten korur."
Sadaka Nedir?
Allah rızası için fakirlere verilen mal, para, ilim gibi insanın muhtaç olduğu herhangi bir şey`e sadaka denir. Sadaka farz, nâfile bütün yardımlara şâmil olduğu için, zekâta da sadaka denilmektedir. Fakat sadaka deyince, ilk akla gelen nâfile sadakalardır. Sadaka vermekte, dünyevî ve uhrevî pek çok faydalar vardır. Bu faydaları şu şekilde sıralayabiliriz:
Sadakalar günahlara keffâret, Cehennem ateşine karşı siperdir.
Peygamber Efendimiz(s.a.v), bu hususta şöyle buyurmuştur:
"Bir hurma ile de olsa sadaka verin. Çünkü o bir hurma, açlığı giderir. Su ateşi söndürdüğü gibi hatâları da söndürür, yok eder." "Bir hurmanın yarısı ile bile olsa Cehennem ateşinden korunun. Onu da bulamazsanız, tatlı ve güzel söz söyleyin. (Bu da sadaka yerini tutar)."
"Üç şey iyilik hazinelerindendir. Biri de verdiği sadakayı gizlemektir" buyurmuştur. Kur`an`da da sadakalar gizli verilmeğe teşvik edilmiştir:
"Eğer sadakaları gizler ve gizlice fakirlere verirseniz; işte bu sizin için daha hayırlıdır." (el-Bakare, 271). Sadakayı gizli vermenin en mühim faydası, sadakayı verenin riyadan kurtulmasıdır. Ayrıca, sadaka alanın da şeref ve haysiyeti rencide olmaktan korunmuş olacaktır.
Peygamber Efendimiz(s.a.v) bir gün etrafındakilerle oturmuş sohbet ediyordu. Onlara şu olayı anlattı:
Adamın biri "Mutlaka bu gece birine sadaka vereceğim" deyip vereceği sadakayı yanına alarak dışarı çıktı. Ancak gece karanlık olması sebebiyle, sadakasını yolda rastladığı bir hırsıza verdi. Sabah olunca insanlar "Bu gece bir hırsıza sadaka verilmiş" diye konuşmaya başladılar. Bunu duyan o adam ellerini açıp "Allahım! Hırsıza verdiğim sadakadan dolayı sana hamd ederim!" dedi ve bir kez daha sadaka vermeyi ahdetti.
Yine gece karanlığı çöktüğünde vereceği sadakayı yanına alarak yola çıktı. Bu sefer de farkında olmadan sadakayı zinakár bir kadına verdi. Sabah olduğunda insanlar bu kez "Bu gece de zinakár bir kadına sadaka verilmiş" şeklinde sözler sarf etmeye başladılar. Adam bunları duyunca ellerini açıp "Allahım! Bir hırsız ve zina eden bir kadına verdiğim sadakadan dolayı sana hamd ederim!" diye dua etti.
Üçüncü gece yine sadaka vermek niyetiyle yola çıkan adam, bu sefer de zengin bir adama sadaka verdi. İnsanlar boş durur mu? Bu sefer de "Zengin bir adama sadaka verilmiş" diye dedikodu yapmaya başladılar. Adam, "Allahım! Bir hırsız, zina eden bir kadın ve zengin birine verdiğim sadakadan dolayı sana hamd ederim!" diye şükretti.
Bunun üzerine adamın rüyasına girip şöyle dediler:
"Sadakaların kabul oldu. Çünkü umulur ki, hırsız senin sadakan sayesinden hırsızlıktan vazgeçer. Zina eden kadın zinadan vazgeçip iffete gelir. Zengin de ibret alıp Allah’ın kendisine bahşettiği maldan sadaka vermeye başlar!"
Peygamber Efendimiz’in anlattığı bu olaydan da anlaşılacağı üzere, sadaka vermekte esas olan insanın içindeki niyeti ve samimiyetidir. Bu konuda sorun yoksa, sadakasını kime verirse versin, yaptığı iyilikten kim yararlanırsa yararlansın sevabını kazanır, sadakası kabul olur.
Sevgili kardeşlerim, insan için üç türlü hayat vardır: Dünya, kabr, âhıret hayatı.
Dünyada, beden ruh ile birliktedir. İnsana hayat, canlılık veren ruhdur. Ruh be
denden ayrılınca, insan ölür. Beden mezarda çürüyüp, toprak olunca veya yanıp
kül olunca, yahud yırtıcı hayvanlara yem olup yok olunca ruh yok olmaz. Kabr hayatı başlar. Kabr hayatında his vardır, hareket yokdur. Kıyametde bir beden
yaratılıp, ruh ile bu beden birlikte Cennet veya Cehennemde sonsuz yaşarlar.
Yapılan her türlü yardım ve iyilik sadakadır. İyilik ve mutluluğa ulaşmanın yolu sadakadan geçmektedir. Yüce Rabbimiz: “Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça “iyiliğe ulaşamasınız” “İyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanmak, (Allah(cc)'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcamak, namaz kılmak, zekat vermek, anlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirmek, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabretmektir.”
İhtiyacı olanlara, fakirlere, kimsesizlere, yaşlılara, anasız babasız yetimle
re elimizden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bize müracaat ederek
yardım talebinde bulunan kişiler ve aileler'e de yardımlar yapmaktayız. Gerçek
ten çok zor durumda olan insanlarımız var. Topladığımız yardım paraları ile; Engelli, özürlü yaşlılarımıza ve kardeşlerimize tekerlekli sandalye alıyoruz.
Şunu unutmayan ki, 1 TL 5 TL 10 TL bazılarımız için az bir miktar olabilir ama; O miktarlara'da ihtiyacı olan insanlar var. Damlaya damlaya göl olur. Dünyada
ki tüm zenginler zekât ve sadaka'larını tam verip yardım etseler; Fakir ve aç in
sanlar olurmuydu acaba?
sanlar olurmuydu acaba?
Allah(cc) tüm Müslüman kardeşlerimizin yaptıkları ve yapacakları yardımları kabul eylesin, İşlerinizde bol bereketler helâl müşteri ve kazançlar nasib eyle
sin Allah(cc) hepinizden razı olsun. Hakkınızı helal edin....
Aşağıdaki banka ve paypal hesaplarına ihtiyaç sahipleri için az çok demeden
Allah(cc) rızası için başınızın gözünüzün sadakası olarak yapacağınız yardımları
nızı bekliyoruz.
Akbank şube no: 212
Hesap no: 64732
Iban no: TR260004600212888000064732
Allah(cc) rızası için, Hiç olmazsa, bir ekmek parası yardımı da sizler yapınız!!!
Sadakanın Âhiret'te görülecek beş faydası da şunlardır:
1) Sadaka, sahibine Kıyâmet gününün şiddetli sıcağında gölge olur.
2) Sadaka hesaplaşmanın kolay geçmesini sağlar.
3) sadaka mizânın iyilikler kefesinin ağır basmasını sağlar.
4) sadaka sırat köprüsünü kolay geçmeyi sağlar.
5) sadaka Cennet'teki dereceyi yükseltir.
"Siz Allah(cc) için ne verirseniz, Allah(cc) onun yerine başkasını verir." (Sebe sûresi, âyet: 39)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sorularınız ve Öğrenmek İstedikleriniz Var İse Yazabilirsiniz.